19 Aralık 2010 Pazar

Pazar Keyfi...

Pazar günlerini oldum olası sevmem  nedense..Bana hep çocukluğumu hatırlatır; evde annem çamaşırları yıkar asar, ben ödevlerimi son güne bıraktığımdan sıkışmış bir şekilde karın ağrısı çekerdim. Babam evde olurdu pazar günleri, onu eşofmanlarla evde görmek...
Özellikle kış aylarında pazar günleri daha bir çekilmez oluyor; hava kapalı ve soğuk, kasvetli. CemRe Cafe'yi açtığımızdan beri tek tatil günümüz olan pazarı daha çok evde dinlenmeceyle geçirmek istiyoruz. bu özellikle benim tercihim çünkü haftanın yorgunluğu çöküyor üstüme. ama genelde bu dinlence koşturmacaya dönüyor. malum pazartesi temizlik var o yüzden çamaşırlar yıkanmalı, ev için hatta varsa cafe için alışveriş yapılmalı. ee biraz da kendimize vakit ayırmalı; tv de magazin seyredilmeli, c.tesiden kiralanan DVD ler izlenmeli, biraz uyunmalı..
Pazar günlerinin en sevdiğim yanı ise geç ve doya doya yapılan kahvaltılar.. saati kurmadan kendi irademle uyanmanın keyfini biraz da yatak keyfi yaparak çıkarmak..kallavi kahvaltı sofrası kurmak; sucuk kızartmak, simitçiden sokak simidi almak, demleme çay içmek... bu keyif saatinden sonra gerçek dünyaya dönüyoruz ve koşturmaca çamaşırla başlıyor..
Bugün farklı olarak geç kahvaltı ve çamaşır faslından sonra kendimi koltuğuma attım ve son dönemde elimden düşüremediğim kitabıma " Tek ve Tek Başına Türkan" gömüldüm.


kötü bir huyum var; eğer bir kitap beni sararsa bitecek diye okumaya kıyamıyorum..garip ama bitsin istemiyorum kitap. kitap keyfime Cem ve anneannemiz Ayşe sultanla kebap keyfi için ara verdim. daha önceden sözleştiğimiz üzere Emek'teki "52 Ciğer"e gittik.( biz ailecek ciğer 52 deriz) buraya gitmeye başlayalı herhalde 15 sene olmuştur. İlk kez babam keşfetmiş ve bizi götürmüştü. ( bu arada babam hakiki bir gurmedir benim için; nerde köhne ve lezzetli yer var ,bilir) o zamanlar şimdiki gibi her köşebaşı kebapçı değildi tabii. İlk gittiğimizde garipsemiştim..tıklım tıklım, masalar birbirlerine bitişik adım atacak yer yok, ufacık tahta sandalyeli bir yerdi..Şimdilerde dükkanı büyüttüler, güzel bir bahçe yaptılar, sandalyeler, masalar modernleşti.






Adına aldanıp ta ciğer yiyoruz sanmayın. Burda çöp şiş yenir..



Fırından yeni çıkmış lavaşa çöpler çekilir, içine ezme ve soğan konur üstüne de azcık kimyon, yanında kendi yaptıkları yayık ayran..üstüne kaymaklı kadayıf ve çay...




hhmmmm yemede yanında yat durumu.
Emek'te bir sürü kebapçı var; Şanlı Edessa, Recep Usta gibi isim yapıp birçok şubesi olan. 52 Ciğer'in başka hiç bir yerde şubesi yok. Şiddetle tavsiye edebileceğim bir yer.Sıcağı sıcağına paylaşayım dedim..şimdi DVD zamanı..
Hepinize keyifli pazarlar...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

İnsan kuzenlerini de çağırır.....:(

Cemre dedi ki...

Ahhh kuzencim sensiz zaten boğazımdan geçmedi :P bir dahakine beraber gider yeriz :) hatta belki yeni yerler keşfederiz...