15 Nisan 2013 Pazartesi

nikah falan bahane...



tekrar MERHABA...

bir görünüp bir kaybolmayı adet edindim. malum evdeki hastalık, tedavi halleri bir koşturmacadır gidiyor hayatımda.

ama hayatta hep kötü haberler almıyoruz. mesela geçen hafta bir telefonla ve hızlı bir
organizasyonla soluğu cümbür cemaat İstanbul'da aldık.

sevgili kuzenimiz evleniyormuş yanında olmamak olur mu dedik, topladık tası tarağı çıktık yola.

yabancı gelin aldık ailemize. Kazakistan'dan bize katıldı, görür görmez kanımız ısındı, sardık sarmaladık aramıza kattık :)

geniş bir aileyizdir maaşallah. hepimiz ayrı şehirlere dağılmış olsak ta acımızda da neşemizde de beraberizdir. nasıl babamın hastalığı duyulduğunda, ameliyat çıkışı her ilden bir akraba başına toplandıysa nikah içinde hepimiz işi gücü bıraktık vardık İstanbul'a...

bendeniz de kısa zamanda çorbaya tuzum olsun diyerekten nikah kurabiyelerini
hazırladım.



Karla ve Karaca için hazırladığım bu kurabiyeleri itinayla paketleyip, İstanbul'a sağ salim ulaştırdım çok şükür :))

tüm aile birlikte çok keyifli vakit geçirdik. babacığıma da moral oldu İstanbul'a gitmek, torun torba hep birlikte olmak..

bol bol yürüyüş yaptım. şansıma hava da çok güzeldi haftasonu İstanbul'da. renk renk laleler dikilmiş, havanın güzel olmasını fırsat bilen tüm mangalcılar sahillere akın etmiş. sevdiğimiz birçok arkadaşımızlada buluşma fırsatıda bulduk..

anlayacağınız "nikah bahane İstanbul şahane" diyerekten yorucu ama bir o kadar da keyifli 3 gün geçirdim..

sizde ne var ne yok bakalım??

18 Mart 2013 Pazartesi

KANSER bize de geldi :((



Mart ayının 1'i, günlerden Cuma...
dükkanda her işi bitirmiş, tam çayımı almış elime geçmiştim ki bilgisayarın başına cebim çaldı.
saat 15:30 gün ortası.. hani gece çalan telefonlarda yüreği çarpar ya insanın benim çarpmasına gerek yoktu
makul saatti ve arayan İstanbul'dan annemdi nede olsa..
hoş beş konuşmadan sonra babamın doktor kontrolünün olduğunu ve ertesi gün acil hastaneye yatırılacağını
söyledi. o andan sonra ne sordum, ne konuştuk tam hatırlamıyorum tek hatırladığım kulaklarımın uğuldadığı ve aynı anda önümdeki bilgisayardan uçak bileti arayışına girişim.
telefonu kapatınca eşim ne olduğunu benim iyi görünmediğimi söyledi. toparladık kendimizi hemen ablamla telefon trafiği başladı. son kararımız arabaya atlayıp bir an önce babamların yanına gitmek oldu. dükkanı kapattığımız gibi evde aldık soluğu. hemen 2 çanta kapıp koyulduk İstanbul yoluna.
onca zamandır plan yaptım İstanbul'a gideceğim diye ama bu şekilde değil!!
gece 24:15 İstanbul'da eve vardık. bizden önce sürüsüne bereket insan varmış. gittiğimde babam yorgun ve bitkindi.
tam teşhisi gece yarısı öğrendik; KOLON KANSERİ!!!
ailecek oturduk konuştuk; bu ameliyat ve tedavi sürecinin uzun olacağı için en iyisi Ankara'ya gitmek olduğuna karar verdik.
cumartesi sabah saat 9:00 evi kapattık annemleride alıp tekrar geri Ankara'ya dönüş yoluna çıktık. yolda hepimiz olayın hala şokunda ne konuşabiliyor ne gülebiliyorduk. saat 14:00'te Ankara'ya Akay Hastanesine vardık. buradaki doktorla görüşüldü. karar: acil ameliyat.
pazar öğleden sonra ellerimle yatırdım babamı hastaneye.kafam allak bullak, yerde miyim gökte miyim bilemez durumda pazartesi sabahı dükkana geldim. öğlen gelen telefonda babamın ameliyata alındığı haberi geldi.
veee beklenen kriz gerçekleşti. günlerdir içimde tuttuğum öfke, acı hepsi dışa ağlama ve sinir krizi olarak çıktı. haykıra haykıra, salya sümük ağladım, bir nebze içim boşaldı ve hastaneye gittim. ameliyattan çıktı babam kalın bağırsağın % 40'ı alınmıştı. kanserli bölge temizlenmiş ancak lenflere metastaz yapmıştı.
10 gün hastanede yaşadık. annem üzüntüden hastalandı, devreye ablamla ben girdik. refakatçi olarak kalmak mı zor hasta olarak yatmak mı bilinmez, çok zor geçen 10 günün sonunda babamı eve getirdik.
şimdi bekleme sürecindeyiz. vücut biraz toparlanacak ki kemoterapi alabilsin...
Allah kimseye vermesin insanın canından can kopuyor. ailemizde bu ilk deneyimimiz değildi kanserle ama artık tahammülümüz yoktu adını bile anmaya.
evimizin direği, ailemizin reisi canım babam gözümün önünde moralman ve fiziken çöktü. o koca adam gitti yerine hüzünlü, masum masum bana bakan biri geldi. ona kıyamıyorum, içim acıyor ama karşısında güçlü, güleryüzlü, neşeli olmak için kendimi öyle kasıyorum ki yoruldum artık. bana bir sarılışı var ki ağlamamak için zor tutuyorum kendimi...

zor çok zor bir süreçteyim..Allah babama sağlık ailemizede güç kuvvet versin inşallah..
aslında hepimizin bildiği çoğu zaman kulak ardı ettiğimiz şeyi size tekrardan hatırlatayım;
kontrollerimizi ertelemeyelim, senede 1 kez check-up yaptıralım hele ki ailede kronik hastalıkları olanlar lütfen daha dikkatli olalım!! erken teşhis tüm hastalıklarda çok ama çok önemli..

sağlıklı günlerimiz olsun...





18 Şubat 2013 Pazartesi

Dönüş'ÜM...







aylar sonra tekrar Merhaba :))

biraz mola vereceğim demiştim ama bu kadar uzun süreceğini ben bile tahmin etmemiştim..

uzun uzadıya neler yaptığımı anlatmaya kalksam sayfalar yetmez. ben yazmaktan siz okumaktan bayılırsınız.

o yüzden hayatıma dair kısa bir özet geçmeyi deneyeyim:

* çokca çalıştım; CemRe Cafe'de işler yoğundu malum yılbaşı geçirdi bu mekan. 5 hafta aralıksız pazar günleri dahil çalışıldı. bolca vitamin içip ayakta kalmayı başardım çok şükür!!
* bolca gezdim; yeni yerlere gitmenin yanı sıra 2. adresim İstanbul'a seyahatlerim oldu :)
* biraz okudum; son dönemde Ekin Atalar'a sardım. komedi serisi Türk kızının Sofisi denen "Selindrella" serisini bitirdim. gülmekten karın kası yaptım diyebilirim.
yazarın anlatım şekli günlük konuşma dilinde, açık seçik konuşmalar ve argo kelimeler serpiştirilmiş araya ama hiç rahatsız olunmuyor. kafa dağıtmak, neşelenmek için birebir bir kitap, şiddetle tavsiye ederim :)
* aileme ve dostlarıma vakit ayırmak için her fırsatı değerlendirdim. küçük yeğenlerimle daha çok oynadım,
kadim dostlarımla buluşup geçmişe yolculuklar yaptım.
* 2012'den aldığım derslerle hayatıma dair yeni yol haritamı neredeyse netleştirdim. kafamda düşüncelerimi toparladım, fikirlerine güvendiklerimle durum değerlendirmesi yaptım. yeni projelerimi hayata geçirmek için sabırsızlanıyorum şimdilerde..
* yeni arkadaşlar edindim hayatıma renk katan, keyif aldığım..

artık bir yaş daha olgunlaşmanın verdiği dinginlikle evimde, işimde sevdiklerimle birlikte sağlıklı olmanın,
huzurlu olmanın tadını çıkarmayı planlıyorum...

yazarak paylaşmanın özlemiyle döndüm...

daha sık birlikte olmak dileğiyle..


*pinterest

9 Ekim 2012 Salı

biraz mola!!!









yine araya zaman girdi farkındayım

böyle olmasını istemezdim ama elimde değil..

son zamanlarda herşey benim dışımda gelişiyor zaten.

bir süredir tatsız şeyler yaşamama rağmen umudumu kaybetmiş değilim

sadece biraz kafamı toparlamam, kararlar almam gerek..

hayatımla ilgili..belki kökten değişiklikler gereklidir kim bilir.

bu süreçte nefes almaya ihtiyacım var.


bazen hayatımızda değişiklik yapmak zorunda kalabiliriz

değişiklik iyiydir, monotonluktan kurtuluruz :)

yada son dönemde ben bu sözlerle kendimi rahatlatıyorum..

ara ara uğrarım, sizleri ziyaret edebilirim ama yazacak durumda değilim :(

beni mazur görün lütfen...

güzel gelişmeler olursa bilgilendiririm..

DOSTÇAKALIN...

3 Eylül 2012 Pazartesi

kara haber var!!!



Bu sabah bir keyif kalktım, kızımla (pembocuğumla) bir güzel kahvaltımızı ettik, malum 4

gün oldu eşimi yolcu edeli yalnızız evde.

evdeki işler, banka işleri derken geldim CemRe Cafe'ye işimin başına. şöyle demlisinden

çayımı koydum geçtim pc nin başına.

anlatacak, paylaşacak bir ton hikayem vardı kafamda. ilk iş açtım gazetemi sabah keyfime

başlayacaktım ki

bugün yine 10 şehidimiz olduğu haberiyle yıkıldım.

her ne kadar siyasi olaylara karışmak, buradan görüşlerimi aktarmak istemesem de artık

bardak taştı.

yetmedi mi yitirdiğimiz canlar, gözü yaşlı analar- bacılar- eşler- kardeşler yetim kalan

çocuklar???

belliki daha yetmemiş...

bugün kusuruma bakmayın dostlar içime ateş düştü keyfim yok..

ateş düştüğü yeri yaksada acım büyük :((

şehitsiz, çatışmasız, savaşsız günlere...