31 Ocak 2012 Salı

accaaaip sinir oldum!!!

ola ola buna mı sinir oldun demeyin sakın sizede höykürürüm.
zira sabah sabah Cem de "Amannn Cemre takma bu kadar neyse ne" diyip durdu ama ben duramayacağım..


ya anlatasam şaka sanır herkes ama Ankara'da Çankaya'nın göbeğinde
oturuyoruz ama medeniyet, edep, kültür herkese uğramıyor..
sözüm ona komşuluk çok önemliymişte, "ev alma komşu al da"
yalan!!!
biriyle anlaşsan öbüründen bir maraz çıkıyor kesin..

neyse uzatmayayım bizim apartmanın karşısındaki apartmanın en üst katındaki hanımefendi!
yaşı öyle geçkin falanda değil neredeyse her hafta sabahın köründe camı ardına kadar açıp
çıt çıt diye camdan aşağı tırnaklarını kesiyor!!!
yahuu kadın senin evinde gazete, örtü bişi yok mu
hani şöyle önüne sersen bir güzel kesiversen...


yada ne bileyim banyoda falan hallediversende bu işi
sabah sabah keyifle uyanıp odamı havalandırmak için açtığım camdan
senin meymenetsiz suratını ve yaptığın pisliği görmesem...
yok eğer önümüzdeki hafta gene aynı olay cereyan ederse susmayacağım camdan avazım çıktığı kadar bağırıp ağzıma geleni sayacağım..

işin garip tarafı bu soğukta üşümüyorda cam güzeli!!!
dahası ellerini camdan sarkıtıp kesen bu hatun ayak tırnaklarını nasıl kesiyordur sizce??? :))

bu postu malum olay pazartesi sabahı olduğunda hazırlamıştım ancak zaten sendromlu olan pazartesiyi dahada kasmak istemedim..

terbiyeli, edepli insanlarla karşılaşacağımız bir hafta olsun :)

25 Ocak 2012 Çarşamba

biraz nostalji :)





insan bazen geçmişi özler..
size de olur mu? bana arada uğrar eskiye özlem.
geçmişte gittiğim bir mekanın önünden geçerken o güne geri dönmek,
yanımda olanları, paylaşımlarımızı özlemek..
ara ara kulaklarını çınlatıp
kimi zaman ağladığımız bir duruma şimdi kolayca gülümseyip
"ne günlermiş ama" der misiniz sizde?
eskiden görüşüp yapışık ikiz gibi gezdiğiniz arkadaşınız şimdi kim bilir nerededir?ne yapıyordur?
bazıları facebook gibi sanal alemlere atıfta bulunup
"ne saçma,ayy çok sanal" diyor insanlar. bana hiç öyle gelmiyor ben bu sanal alem sayesinde
ilkokul arkadaşlarımla tekrar biraraya geldim. kolej yıllarıma geri döndüm.
bazen hüzünlendim zamansız kaybettiklerimize
bazen yaşlandığımı hissettim...

hayat hepimize bir yol çizmiş; kimimiz bu yolda tam anlamıyla ayrı düşüyoruz
işte kimimizde seneler sonra yollarımızın tekrar kesişmesiyle yeni paylaşımlar içine giriyoruz.

insan bir garip oluyor..
mazide siyah önlüklerle okumayı söktüğün arkadaşının
koca adam olup karşında eşiyle oturup sohbet etmesine..
çocukken annemle babamın okul arkadaşlarıyla görüşmesini garipserdim
koca kadın-adam senelerdir nasılda kopmamışlar?
hala görüşüyorlar diye..çoluk çocuğa karışmışlar, herkes ayrı sektörde
bazen ayrı şehirde..
eskiden vefa çokmuş tabii şimdi nerde o denli vefakar insan.
herkes bir hayat gayesinde yanındakine tahammülü yokki eski dostunu arasın..
oysa en masum yıllarda beraber olmuşuz..
şimdiki gibi çıkar ilişkileri,
kırılmalar yoktu..
o zamanlar tek hedef ip atlamalar, top oynamalar...
sınıf başkanını seçerken kavga çıkmazdı şimdi amir-müdür olucam diye arkadaşlar 
birbirinin gözünü oyuyor :) 

bugün aklıma düştü kalem kutuma ne oldu?
yerli malı haftasındaki çerezlerim, portakalım
beslenme kolu kimdi acaba diye...

24 Ocak 2012 Salı

ben nerdeyim???

gene araya zaman girdi epeyce ama mazeretim var gerçekten.

sağlık sorunları baş gösterdi mi ardı arkası kesilmiyor maalesef..






benim 20 yaş dişim için gittiğimiz diş hekimimizden aslında 20 yaş dişimin falan

olmadığını öğrenmemizle şok geçirirken,

eşimin 20 yaş dişinin gömük olduğunu ve acil çekilmesi gerektiği bilgisiyle asıl büyük şoku yaşadık.

benim dişlerim çok iyi durumdaymış (maşallah!) sadece diş taşı temizlettim bitti :)

ama Cem'in işi epey sürecek gibi. geçtiğimiz hafta sorunlu dişi zorlu bir ameliyatla aldırdık.

aman tanrım o nasıl zor bir iştir. birilerinin sevdiğinizin canını yaktığını görüp birşey yapamamak :(

1 haftadır zorlu bir süreç geçirdik; şişlik- morluk, yemek yiyememek vs..

çok şükür perşembe günü dikişleride aldırdık mı ilk etap atlatılmış olacak.

diş bakımı sağlık açısından çok önemlidir ama nedense Türk milleti olarak hep

ihmal ederiz yada öteleriz..aslında düzenli kontrol şart!!

sonrasında biricik bebeğimiz (büyük yeğenim) Bora'nın 3. yaşgünü partisi için hazırlıklar,

tabii bir yandanda cafedeki siparişlere yetişmek...

bu arada biraz alışveriş yapmayıda ihmal etmedim. ne zamandır planladığım, aile bütçemizde

bir türlü fırsat yaratamadığım değişikliği yaptım. geçen haftasonu aile kuyumcumuza gidip

senelerdir kullandığım ama artık sıkıldığım takılarımı verip  uzunca bir süredir hedeflediğim

küpeleri aldım :) mücevher tutkum hiç olmadı ama oldumu da takım olmasını severim.

o yüzden yüzüğüm ve kolyemin eksiği küpelere kavuşmak mest etti beni...

çoook yorucu bir süreçti geçtiğimiz 10 gün benim için..

biraz dinlenmeye öyle ihtiyacım varki.. yaptığımız planlar doğrultusunda Mart'a kadar bana

tatil yok gibi görünüyor :( ama olsun o seyehat için beklemeye değer..

sizlerle olmayı özlemişim, şimdi bakalım siz neler yaptınız ben yokken :))

keyifli haftalar olsun hepimize...

10 Ocak 2012 Salı

çekilişlere devam :)

azimliyim tüm duyduğum çekilişlere katılıyorum.

inancım sonsuz şans bana da uğrayacak

hatta uğramakla kalmayacak bir süre (uzunca bir süre inşallah!)

bana misafir olacak :))

sevgili Browni nin süper hediyesi var..

bence kaçırmayın yada kaçırınki ben kazanayım :P

haydi bol şans...

*görsel browniden alıntıdır...

9 Ocak 2012 Pazartesi

çocuk gelinler imza kampanyası...






Acı ama gerçek..
Türkiye'de kız çocuğu olmak, kadın olmak zor zanaat maalesef..
Tv'de izleyeniniz oldu mu bilmem geçenlerde
Bolu'nun Mudurnu ilçesinde hastaneye getirilen 11 yaşındaki kızın 8 aylık hamile olduğu
haberini..
insan izlerken kanı donuyor, kulaklarına inanamıyor..
o yaşta nasıl bir çocuk evlendirilebilir üstüne üstlük gebe bırakılır. daha kendisi çocukken nasıl bir çocuğu olabilir ki??
anatomik olarak gelişimini tamamlamamış olması bir yandan ruhsal olarak acaba evliliği kaldırabilmiş mi ki
bebek dünyaya getirsin ve ona bakabilsin.
yaşı küçük olduğu için yüzünü kapatarak yayınlıyorlardı. ama onu gebe bırakan adamın yüzü açık seçik ortada!!
kızcağızın sancısı var diye hastaneye getiriliyor doktorlar şokta, gözetim altında tutulması gerektiğini söyleselerde kocası! izin vermeyip kızı hastaneden taburcu ediyor..
11 yaşında bir kız çocuğu!!!kaç yaşında evlendirdiler seni güzelim? 8 aylık hamile olduğuna göre herhalde 10,5 yaşında hamile kaldın.
nasıl bir anne- baba bu duruma müsade eder, kızını bir mal gibi satar.
ne aceleniz vardı??
daha bu ufacık kızın okula gitmesi, ip atlaması bebeklerle oynaması gerekirken hangi akla hizmet sen onu yaşça büyük bir herifle evlendirirsin. evinin hanımı, çocuklarının anası olacak yaş mı 11 yaş???

bu haberi izlediğimden beri ağzıma gelen küfürü sayıp döküyorum. bu şans eseri duyduğumuz
kız gibi daha kaç tanesi var kim bilir...
yazık değil mi? biz böyle mi gelişmiş ülke olacağız?
herşeyi geçtim nerde kaldı bizim insanlığımız, vicdanımız...

sessiz kalmayalım lütfen bu duruma..oturduğum yerde kendimi öyle aciz hissediyorumki, birşeyler yapmalıyım..bende ses vermeliyim, tepkimi göstermeliyim diyorum..

işte sizde benim gibi düşünüyorsanız 2 dakikanızı ayırın ve bu imza kampanyasına katılın..

hatta kendi bloğunuzda duyurun lütfen bu kampanyayı..
duyurunki daha çok çıksın sesimiz..

Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği'nin, Sabancı Vakfı desteğiyle 54 ilde yürüttüğü "Çocuk Gelinler" projesinde bugüne dek binlerce imza toplandı. Çocuk evliliklerine dair yasal düzenlemelerin yapılması, reşit olmayanların evliliğine izin verilmemesi ve bu toplumsal sorunun çözümü için somut adımlar atılması talebiyle düzenlenen kampanyada toplanan imzalar TBMM'ye, ilgili bakanlıklar ve komisyonlara iletilecek.
Bu hak ihlaline ortak olmayalım! Çocuklarımızı erken evliliklere kurban etmeyelim!
İmzanızla destek olun, fark yaratın!
www.ucansupurge.org

bir imza neleri değiştirebilirki demeyelim haydi hanımlar aşağıdaki linke bir
tık...

6 Ocak 2012 Cuma

hediye zamanı :))




*resim nestug'un bloğundan kopyalanmıştır...



bu hediyeler kaçar mı??

yeni yılın ilk günlerinde yepyeni çekilişler...

el emeği göz nuru, hepsi birbirinden şık ve güzel

ayrıca her eve lazım :))

katılmak için tık tık..


hepimize keyfi ve şansı bol haftasonları :))

2 Ocak 2012 Pazartesi

gecikmeli oldu ama...




ahhhh ahhhhh biliyorum gecikmeli oldu ama öyle yoğundum ki....

2012 gelirken bereketiyle geldi, siparişlerimin haddi hesabı olmadı (çok şükür)

geçen hafta nasıl geçti anlatsam sayfalar yetmez..

hafta başında 150 kişilik kokteyl daveti için hazırlıklar, yılbaşı için hindiler,

pilavlar, mezeler, zeytinyağlılar...

öyle yorulduk ki ama olsun bunlar tatlı yorgunluklar :)

yılbaşı için yaptığımız yemekleri, gecesindeki davet sofralarını kareleyememek

içimde kaldı ama affedin fırsat olmadı. küçücük dükkanımda adım atacak yerimiz kalmadı.

2012 hoşgeldi, sefalar getirdi....

bu yıl hepimizin yüreğinden geçen tüm dileklerimiz gerçek olsun...

mutlu yıllar...

neşeli bir hafta olsun :)