20 Aralık 2011 Salı

Çay keyfi gibisi var mı??




Çaylar dile geldi, yarışma başladı..

Bayramda İstanbul'da Cem ile yaptığımız çay keyfinin ölümsüzleştiği kare yarışmaya katıldı..

 Zeynep'in  facebookta başlattığı bu keyifli etkinlik mi desem,
yarışma mı desem bilemiyorum beni çok heyecanlandırdı...

Hiç tereddütsüz hemen katıldım.
Cemre (Karabulut) olarak resmimi yükledim
şimdi oyları bekliyorum..
Diğer katılımcılarda süper resimler eklemiş
çok çekişmeli geçecek
bu yarışma belliki...

hadi hayırlısı hepimize :)



10 Aralık 2011 Cumartesi

İlk Mim'im :)

keyifle takip ettiğim Turta Tadında Yaşamak beni Mim'lemiş..
bu benim ilk mim'im ve konusu çoook keyifli :)

Hakkımdaki 7 Gerçek!!

7 başlıkta kendim hakkında ne anlatabilir diye çok düşündüm
aklıma ilk gelenleri başladım yazmaya...

* Bir yaz akşamı (Haziran'da) doğan tipik bir ikizler burcuyum. bir anım bir anıma uymaz,
daldan dala konarım kelebek misali..kimi zaman durgun bir göl kimi zaman çağlayan bir ırmak hiç belli olmaz sağım solum...

* hayatında hiç piyango vurmamış biri olarak en büyük ikramiyemi "eşimi" kazandığıma inanırım. benim en yakın arkadaşım, dostum, sırdaşımdır.. aileme ve sevdiklerime çok düşkünümdür öyleki sevdiklerime zarar vermeye kalkana bir kaplan edasıyla saldıran, koruyucu, anaç bir yapım vardır. çocukları çok sever ama çocuk doğurmayı hiç düşünmeyen biriyim. (2 tane dünyalar güzeli yeğenim için canımı verebilirim o ayrı)

* çabuk parlarım, zor sakinleşirim. ama parlayana kadar da çok sabrederim. sınırlarımın zorlanmasına gelemem, özgür ruhumu kimselere ezdirmem.. dayatmalara, emrivakilere gelemem. kolay kolay Hayır diyemem kimseye ama bir kere hayır dediysem sözümden dönmem..

* hayalperestim fazlasıyla..hayalini kurduğum şeylerin peşinden gider kolay kolay yılmam..istediğim olmadı mı çocuk gibi dudak bükerim ama pes etmem, nasılsa er yada geç gerçekleştireceğimi bilirim.
(herhalde çoook uçuk hayaller kurmadığım için)

* gezmeye- görmeye, yeni yerler keşfedip yeni insanlar tanımaya bayılırım (yurtiçi-yurtdışı farketmez) tebdili mekanda ferahlık vardır sloganına inanırım! moda olan şeyleri,
çok gidilen yerleri değil benim keşfettiğim mekanları severim. girdiğim ortamlarda ciddi ve soğuk bulunurum çünkü kendimi herkese hemen açamam. beni tanıdıkça ilk izlenimlerinin ne kadar yanlış olduğunu anlar insanlar. (insanları şaşırtmayı severim nede olsa)

* arkadaşlığa, dostluğa önem veren insancıl yapımın yanı sıra hayvanlarada düşkünüm. evimde bir su kaplumbağam birde kedim var. imkanım olsa evi hayvanat bahçesine çevirebilirim. onlarla olmak bana huzur ve neşe verir :)

* yemek yapmayı ve yemeyi çok severim. görüntümün aksine iştahlıyımdır. zaten işimde yemek yapmak, istersen yeme :) yeni tarifler dener insanlara tattırırırm (bir nevi kobay olarak kullanırım sevdiklerimi) damak tadım için ödediğim paraya acımam. gittiğim yerlerde yeni lezzetler denemeye çalışırım hep. tatlıya hele de çikolataya düşkünümdür. "papaz hergün pilav yemez" deyiminin aksine ben tam bir pilav canavarıyımdır. (önceki hayatımda Çinli olduğumu söyler eşim :)

insan kendi hakkında yazarken ne kadar zorlanıyormuş canım.. daha anlat deseler benim gibi konuşmayı seven biri neler anlatır neler :)

bende bu Mim'i sevgilerimide ekleyer bakalım kimlere yolluyorum;

Aslısın, Geceleri Kolye Yapan Kadının Gündelik Maceraları, Zeynep'in Evi,Bir Güzel Çift,

Meyra'nın Gemisi, Seline Dair, Chilek


                          
                                                           Mutlu Haftasonları...

5 Aralık 2011 Pazartesi

amigo oldum maça gittim :)

ben bu haftasonu amigo kız oldum..
tribünleri doldurdum, çoştukça çoştum :))




futbolu sever misiniz?  ben bayılırım hatta fanatik derecesinde takip ederim...
çocukluğumdan beri babamla maçları seyrederdim, evlenincede bu değişmedi kocamla takip
eder olduk.
holigan derecesinde olmasada karı-koca koyu Galatasaray taraftarıyız.
bu seneye kadar Lig Tv'ye üyeliğimiz sayesinde tüm maçları izledik.bu sene ise üyeliğimizi iptal ettirdik
malum şike olaylarından sonra ligin tadı kalmadı...

ortaokul zamanlarımda babamla İstanbul seyehatimizde beni İnönü'de maça götürmüştü.
bu benim ilk stadyum maçımdı, çok heyecanlıydım. o zamanlar hep erkeklerin rağbet ettiği
stadda toy bir genç kız olarak sessiz sakin maç seyretmiştim..

seneler geçti, eşimle daha flört dönemimizde Galatasaray Ankara'da deplasmandaydı. bizde 5 arkadaş
toplandık maça gittik. ne eğlendik anlatamam :)

20'li yaşlarımdan beri stad havasını unutan beni (30'umdan sonra) kocam bu haftasonu Galatasaray-Gençlerbirliği
maçına götürdü. hava malum soğuk ama maç 16:00'da olduğu için çok üşümeyiz desekte yinede giyindik lahanalar gibi kat kat tuttuk stadyumun yolunu.

ben gerine gerine "bayanlara ücretsiz" derken meğer bayanlar bir gün önceden almalıymış bileti.
olsun dedik girdik bilet kuyruğuna..
etrafta o kadar çok bayan ve çocuk seyirci vardıki anlatamam. futbol artık
erkek sporu olmaktan çıkmış sonunda diye pek bir sevindim.

biletleri aldık, bir ton aramadan sonra yerimizi bulup oturduk. kale arkası tam amigoların yeri
bir dakka oturmuyolar yerlerine, o kadar şenlikli ki :)

tv'den seyretmekle stadyumda maç seyretmek arasında
dağlar kadar fark var..heyecan dorukta, bağrışlar, ıslıklar insan o atmosfere öyle bir
kaptırıyorki..bir ara baktım gol sevinciyle Cem beni havalara kaldırmış, sağdaki soldakiyle
omuz omuza zıplıyoruz :))
maçı stadyumda seyretmenin gerektirdiklerinide yerine getirmedik değil hani;
gazeteden yapılmış külahların içinde çekirdekler alındı, çit-çit çitlendi :)
yeri geldimi küfürler edildi tam anlamıyla deşarj olunup galibiyetin sevinciyle evimizin yolunu tuttuk..




pazar günüyse malum ev işleri, dinlence derken bir haftasonu tatilide böyle geçti..

bu haftasonunun keyfi, neşesi ve huzuru tüm haftaya da yayılır inşallah :)