28 Mayıs 2012 Pazartesi

Patron Olmak!!!










patron olmak...herkesin hayali belkide. ama acaba işçi mi kalsaydım diye düşünmeden

edemiyor insan?? "İşçisin sen işçi kal" diye boşa söylememişler...

sabah sabah nerden mi çıktı bu şimdi? bir pazartesi sendromu mu??

kesinlikle Hayır!

son 3 senedir kendi işimin sahibi bir kadın olarak yaşadıklarımı paylaşmak istedim.

ben annemden patron doğmadım :) türlü türlü işlerde çalıştım. eleman olmanın tozunu

yuttum.

gel gör ki iki tarafında artılarını eksilerini birebir yaşamış biri olarak çok samimi

söyleyebilirimki işçi olmak çooook daha kolay ve rahat.

sen eleman olarak bir tek ay başını beklersin; ayın 1'i olsun da maaşımı alayım diye.

patron ay başı senin maaşın, ay sonu vergi, SSK vs. ödemesi derken koca ay nasıl geçti

anlayamaz.

elemanın gözü hep saattedir; çay molası, yemek saati mesai bitimi gelsede gitsem diye

oysa patronun gözü kapıdadır; müşteri gelse bugünde siftahsız kapamasak diye...

elemanın burnu aksa 3 günlük raporu çakar evde yatar,

patron ateş nöbet işin başında durmak, her şeyi takip etmek zorundadır. ( müşteri takibi,

faturalar, ödemeler) rapor patron için hayaldir...

eleman maaşa zam bekler, patron ise ürüne zam yapamamanın acısını çeker..

eleman canı isterse işi bırakır çıkar gider, patron 2 gün tatile gitse aklı işinde, elinde

telefonu kucağında bilgisayarı hala iştedir aslında...

haftasonu, bayram seyran, yaz tatili elemanın hakkıdır, patron tatil günlerinde bile işi

düşünüp iş kovalar...

elemansız kalan patron kolları sıvar tezgahın başına geçer, patronsuz kalan eleman işten

nasıl kaytaracağını bilemez..

mesai bittimi elemanı bağlasan durmaz, patron gecenin bir körüde olsa dükkanı en son o

kapatır...

hele de patron evli bir kadınsa eve gidince ikinci işinin patronu olmaya devam eder.

evin temizliği, yemeği, ütüsü, çocuğun bakımı vs. ona bakar... 7/24 mesai hiç bitmez..

kaça bölüneceğini bilemez, kendine ayırabilirse 1 saati onun en değerli zamanıdır..

müşteri memnuniyeti, elemanı mutlu etmek, evde eşine güleryüz göstermek onun asli

görevidir. üzülemez, kırılamaz, sinirlenemez..duygularını bir kutuya koyup saklamalı..

her daim her koşulda ayakta dik durmalı ki işler yürüsün..

"sen patronsun istersen işe geç gidersin erken çıkarsın amannn nolcak senin işin rahat"

diyenler

nerden çıktı şimdi bunlar diyorsanız

sebebi açık; ben kendi işinin sahibi evli bir patronum ve dün çok sevdiğim eniştemi

kaybettim. cenaze Gaziantep'te ve ben şuan işimin başındayım. tüm ailem cenazeye

katılabilirken ben aldığım toplu siparişten dolayı işimin başında çalışıyorum. işi kimseye

bırakamamanın acısı ve siniriyle yazıyorum bu satırları...

kimse üzerine alınıpta saçma sapan yorumlar yapmasın rica ederim. benim tuzumun kuru

olduğunu düşünenler bir de bu açıdan baksın istedim...

Nur içinde yat Taha enişte, mekanın cennet olsun... 






Hiç yorum yok: