17 Ocak 2011 Pazartesi

Koştur Koştur Nereye...



İçimdeki duygular da aynı resimdeki gibi çağlıyor bu aralar..Bedenim aklımdan, içimden geçenlere ayak uyduramıyor son dönemde. Birçok fikir, birçok hayal var aklımda yapmak isteyip sıraya koyamadığım...

Geçen haftadan bu yana bir koşturmacadır gidiyorum. Bir yandan CemRe Cafe'deki işlerime, bir yandan seramik kursuma bir yandan da yeni başladığım örgüme devam ediyorum.. Eveeet doğru duydunuz örgüye başladım; kendime yelek örüyorum. Elime şişi, yünü almayalı nerdeyse 10 sene olmuştu. İçimden 'neden tekrar örmüyorum?' diye düşünürken kendimi yüncüde renk seçerken buldum. Son 4 gündür de fırsat buldukça şeker pembesi yünümle haşır neşirim.
Haftasonu nereye yetişeceğimi bilemez şekilde koştur koştur önce CemRe Cafe'de siparişleri hazırladım. Akşamüzeri kendime izin verdim ve bir neşe Atölye Kil'e gittim. Eserimin son rötüşlerini ve süslemelerini bitirip kurumaya bıraktım. Şimdi 2-3 hafta kuruyacak sonra fırınlanacak ve tekrar bana geri dönecek boyanmak üzere. İlk eserimi bitirmek beni durduramadı ve ikinciye başladım. Şimdi tabak yapımındayım :)
Kurs çıkışı eve yollandım malum misafirimiz vardı. Cem'in yakın arkadaşı Erman bize yatıya geldi. Gelirken de eli boş gelmedi yeni bir oyunla tanıştırdı bizi. "Nintendo Wii" içinde bir ton oyun yüklü acaip keyifli. İnsan oynarken çocuk oluyor. Görseniz bizim koca adamlar oldu sana 10 yaşında çocuk. (bu arada bende feci  kaptırmışım kendimi :) Gecenin ilerleyen saatlerinde "Eyvah Eyvah"  DVD sini koyduk, bir de yanına mis gibi mısır patlatınca oldu sana sinema keyfi..
Pazar sabahı keyifli bir kahvaltının ardından verdik kendimizi dinlenceye.

Veee işte yine bir pazartesi ve yeni koşturmaca...
Hepimize sağlıklı, bol keyifli ve kazançlı haftalar :)

PS: Bu arada Canan Tan'ın kitabını bitireli 10 gün oldu, hala yeni hangi kitabı alsam da okusam bulamamanın sıkıntısı içindeyim. Bana önerilerde bulunursanız sevinirim sevgili dostlar...

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Wii çok eğlenceli birşey:) Oynamaktan kolumun tutulduğunu biliyorum o derece:)

Cemre dedi ki...

Kesinlikle çok eğlenceli Nazlı..aynı şekil benimde kolumda öyle bir ağrı oluştu ki anlatamam ama bu denli eğlenceye değer :)

Unknown dedi ki...

Aynı duyguları paylaşıyoruz,hakikaten sürekli bir planla dolanıyorum ortalıkta..
Ne bitiyor,ne ardı arkası kesiliyor..
Sağlık olsun n'palım :)
Cafe işi zevkli olsa gerek..
Örgü de :)
Ben de başladım,hem de kursuna ama beceremedim bir türlü,3 defa sökmek zorunda kaldım,hocamızda mı sorun bende mi anlayamadım,pes etmek yok ama :)
Canan Tan kitaplarına bayılıyorum..
Hepsini de okudum,en çok piraye etkiledi beni,en son yürekler ölür ile..
Elif şafak AŞK ı okumadınsa onu oku derim..
Eğer okudunsa küçük arı isimli kitabı okuyabilirsin..
Sevgilerimle :)

Cemre dedi ki...

Öncelikle Hoşgeldin Zeliha, bana katıldığın için de teşekkür ederim..
Cafe işi gerçekten zevkli ama bir o kadar da zor.Kendi işin olması tüm yükün ve sorumluluğun sende olması demek..ama benim gibi yemek yapmaya ve yedirmeye düşkün biri için ideal iş :)
Örgü- seramik derken şimdi de goblene başlıyorum..biraz üstüste geldi gibi ama boş gerçirdiğim zamanlara inat kendimi işe verdim.. Örgü gerçekten zor ama senin de dediğin gibi öğretmenin iyi olmalı yoksa insanın kafası çok karışıyor..
Canan Tan'ın kitaplarını bende çok beğeniyorum; anlatımı güzel, okuması da rahat, insanı sıkmıyor. senin gibi bende Piraye'den çok etkilendim. Yüreğim seni çok sevdi de süperdi.
Elif Şafak'ın Aşk'ını okudum ve o denli etkilendim ki eşimle Konya'ya gezi yaptık hemen..
Küçük Arı tavsiyeni deneyeceğim..Sende eğer Mevlana ve Şemsi beğendiysen Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrarını tavsiye edebilirim sana..
Sevgiler :)